Gazze, uzun yıllardır devam eden çatışmalar ve sıkıntılarla dolu bir bölge. Bu bölgenin insanları ve hayatları, birçok yönetmenin ilgisini çeken bir konu oldu. Filistin meselesine değinen Filmler, izleyiciye farklı bir bakış açısı sunuyor. Çoğunlukla dram ve belgesel türünde olan filmler, bölgenin günlük yaşamını, sıkıntılarını ve acılarını yansıtıyor. İzleyiciyi sadece görsel olarak değil, duygusal olarak da etkileyen filmler, birçok film festivalinde ödüle layık görüldü. Filmlerin konu aldığı olaylar gerçek yaşamdan uyarlanmış olması, filmlerin gerçekliğini ortaya koyması açısından önemlidir.
1. İlk Çıkışları Gazze
Gazze konulu filmler, İsrail-Filistin çatışmaları ve Ortadoğu politikaları ile ilgilenen sinemaseverlerin yoğun ilgisini çekiyor. Gazze’yi konu alan ilk filmler arasında 1982 yılı yapımı Inch’Allah dimanche yer alıyor. Tunuslu bir ailenin Cezayir’den Fransa’ya göç etmesini anlatan filmde, aile üyelerinden biri Gazze’ye kaçak yolla girmek ister. 2005 tarihli Private, Gazze’deki İsrailli bir generalin hikayesi üzerinden bölgedeki siyasi gerilimleri anlatıyor. Başrolünde Mohsen Makhmalbaf’ın oğlu Maysam Makhmalbaf’ın yer aldığı filmin yönetmeni ise Saverio Costanzo.
Bu filmlerden bir diğeri, 2012 tarihli The Law in These Parts. Ra’anan Alexandrowicz tarafından yönetilen belgesel, İsrail’in 1967’de Gazze ve Batı Şeria’yı işgal etmesinin ardından askeri idari denetim altında tuttuğu Filistinlilerin hukuki durumlarını eleştiriyor. Bu ilk filmler, Gazze ve Filistin konularına duyarlılık ve ilgiyi arttırmakta başarılı oldu.
2. İsrail-Filistin Çatışması Temalı Filmler
İsrail-Filistin çatışması ve Gazze meselesine dair dünya genelinde birçok film yapılmıştır. Bu filmler savaşın yıkıcılığı ve insanların yaşadıkları zorluklar üzerine odaklanmaktadır. Bunların başında Emad Burnat ve Guy Davidi’nin yönettiği 5 Broken Cameras (5 Kırık Kamera) belgeseli gelmektedir. Bu belgeselde İsrail-Filistin çatışması sırasında Batı Şeria’da yaşayan bir grup Filistinlinin hayatları ve filistinli emekli bir çiftçinin hayat hikayesi anlatılmaktadır. Rashid Masharawi’nin yönettiği Paradise Now (Şimdi Cennet) ise iki genç Filistinlinin intihar saldırısı hazırlığına girmelerini konu alan bir dramdır. Ziad Doueiri’nin yönettiği The Attack (Saldırı) isimli film ise halkının arasında terör saldırısı düzenleyen cerrahın hikayesini anlatmaktadır.
- 5 Broken Cameras: Emad Burnat ve Guy Davidi
- Paradise Now: Rashid Masharawi
- The Attack: Ziad Doueiri
2.15 Broken Cameras
İsrail-Filistin çatışmasını konu alan filmlerden belki de en etkileyici olanı 5 Broken Cameras. Emad Burnat ve Guy Davidi’nin yönettiği filmde, Emad’ın beş farklı kamerayla kaydettiği görüntüler kullanılmış. Filmin ismi, Emad’ın beş kameranın da İsrail askerleri tarafından hasar görmesi nedeniyle geldi. Filmin ana teması, Filistinli köylülerin topraklarının İsrail hükümeti tarafından ele geçirilmesine karşı verdikleri mücadeleye odaklanmaktadır. Bu mücadele sırasında İsrail askerlerinin saldırılarına maruz kalan Emad ve ailesinin yaşadıkları gözler önüne serilmektedir.
5 Broken Cameras
5 Broken Cameras, İsrail-Filistin çatışması sırasında yaşanan olayları İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da bir Filistin köyünde bir çiftçi ve onun ailesi ile birlikte yaşayan Emad Burnat’ın kendi gözüyle kaydettiği belgesel filmidir. Burnat’ın beş kamerası, İsrail’in Filistinlilere yönelik baskılarını ve saldırılarını kaydederek, Filistin halkının maruz kaldığı zorlukları belgelemiştir. Guy Davidi’nin yönetmenliğindeki film, 2011 Sundance Film Festivali’nde ödül kazanmış ve Oscar ödülleri için 2012’de En İyi Belgesel dalında aday gösterilmiştir. 5 Broken Cameras, İsrail-Filistin çatışması ve Filistinlilerin yaşam mücadelesine dikkat çekmek için izlenmesi gereken bir film olarak öne çıkıyor.
(5 Kırık Kamera)
(5 Kırık Kamera), İsrail ve Filistin çatışmasının yaşandığı Gazze Şeridi’nde yaşayan Emad Burnat tarafından çekilmiş bir belgeseldir. Burnat, 2005 yılında ailesinin doğumundan itibaren yaşanan olayları kaydetmeye karar vermiş ve bu amaçla birkaç kamera edinmiştir. Ancak, İsrail askerlerinin saldırıları ve kamera kayıtlarına el koyma girişimleri sonucu Burnat’ın elindeki kameraların neredeyse tamamı kırılmış ya da yok edilmiştir.
Bu süreçte, Burnat’a destek olan Guy Davidi ile birlikte film yapmaya karar vermişlerdir. 5 Kırık Kamera, İsrail’in Gazze’deki işgaline ve buradaki Filistinlilerin yaşadığı zorluklara dair çarpıcı görüntüler içermektedir. Film, 2011 Sundance Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü almış ve Oscar’a da aday gösterilmiştir.
2.2Paradise Now (Şimdi Cennet)
Rashid Masharawi’nin yönettiği, iki genç Filistinli’nin bombalı saldırıya hazırlanmasını konu alan drama “Paradise Now”, hem eleştirel hem de övgü dolu yorumlar almıştır. Film, yalnızca İsrail-Filistin geriliminin psikolojisini yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda terörist eylemlere nasıl karşı davranılacağını sorgular. Filmin, özellikle Doğu’da büyük bir hayran kitlesi vardır. Doğu’nun toplumsal yönelimleri, filmde işlenen konuları daha yakından inceleyerek ve yorumlayarak, filmin ayrıntılarını daha iyi anlamalarını sağlamaktadır.
Paradise Now
Paradise Now, Filistin ve İsrail arasındaki çatışmaların gölgesinde geçen bir drama filmidir. Rashid Masharawi tarafından yönetilen film, İsrail işgali altındaki Batı Şeria’da yaşayan iki genç Filistinlinin intihar bombacısı olarak hazırlanmasına odaklanıyor. Film, insanlar arasında kişisel ahlaki sınavlar, toplumsal baskılar, zorlu kararlar ve entrikalarla doludur. Paradise Now, 2006 Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülü kazandı. Filmi izlerken, intihar eylemi yapmanın psikolojik boyutlarını ve terörizmin nedenlerini anlamak için bir fırsat sunar.
(Şimdi Cennet)
(Şimdi Cennet), Rashid Masharawi tarafından yönetilen bir dramadır. Film, iki genç Filistinlinin bombalı saldırıya hazırlanmasını konu alır. Filmde, gençlerin neden saldırıya kadar nasıl geldiği ve bunun Filistin toplumunun nasıl etkilendiği hakkında derinlemesine bir bakış sunulur. Filmin, İsrail-Filistin çatışması ve Gazze üzerine yapılmış filmler arasında özel bir yeri vardır. Şimdi Cennet, festivallerde övüldü ve eleştirmenler tarafından olumlu eleştiriler aldı. Filmin görsel ve sahne tasarımı, oyunculuk performansları ve anlatım tarzı oldukça etkileyici ve duygusal olarak yoğundur. Bu film, Gazze’nin şiddetli gerçekliklerine dair bir anlayış sağlayan önemli bir dramadır.
2.3
The Attack (Saldırı)
Ziad Doueiri’nın yönettiği “The Attack”, halkının arasında terör saldırısı düzenleyen bir cerrahın öyküsünü ele alıyor. Filistinli cerrah Amin Jaafari, İsrail Devleti’nin en iyi vatandaşlarından biri olarak kabul edilir. Ancak bombalı bir saldırı sonrası, ölenler arasında arkadaşı da bulunur ve şüphelenmeden sorgusuz sualsiz terörist olarak suçlanır. Amin, gerçeği öğrenmek için Gazze’ye seyahat eder ve burada yüzleşmek zorunda olduğu gerçeklerle karşılaşır. Terörizmin insanlık dışı yönünü gösteren kara bir belgesel niteliğinde olan “The Attack” filmi, izleyicileri etkileyici bir yolculuğa çıkarıyor.
The Attack
The Attack (Saldırı), Ziad Doueiri’nin yönettiği bir Filistin yapımıdır. Film, İsrailli bir cerrahın, halkının arasında terör saldırısı düzenlediği gerçek olaylar üzerine kuruludur. Filmin öyküsü, İsrail’in Tel Aviv kentinde yapılan bombalı saldırıda ölen insanların yakınlarına zor günler yaşatan bir Filistinli cerrahın hikayesine odaklanmaktadır. Film, İsrail-Filistin çatışmasını anlatır ve taraf tutmadan olayları objektif bir şekilde ele alır. The Attack, 2013 yılında dünya prömiyerini yaptı ve pek çok ödül kazandı. Filmin başrollerini Ali Suliman, Reymond Amsalem ve Evgenia Dodina paylaşmaktadır.
(Saldırı)
Ziad Doueiri’nin yönettiği Saldırı, bir Filistinli cerrahın hikayesini anlatır. Tel Aviv’deki bir hastanede görev yapan Amin, hayatının aşkı Siham ile mutlu bir evliliği ve kariyeri olan başarılı bir cerrahtır. Ancak bir gün Tel Aviv’de gerçekleşen bombalı saldırı sonrası Siham, olayların gerçekleştiği yerdeki cesetler arasından birinin Amin’e ait olduğunu fark eder. Amin’in itirazlarına rağmen, Siham’ın kararlılığı sonucu cesedin kendisine ait olduğu ortaya çıkar. Bu olay, Amin’in hayatının altüst olmasına ve gerçek kimliğinin ortaya çıkarılması için yaptığı yolculuğa dönüşür.
3. Gazze’de Yaşamları Konu Alan Filmler
Gazze’nin günlük hayatına ve insanların yaşamlarına odaklanan filmler oldukça etkileyici bir izlenim bırakıyor. Bu filmlerin içinde en dikkat çekici olanlarından biri olan “Bu Denizin Tuzu” adlı drama, Gazze’de bir bankaya soygun için gelen genç kadının yaşadığı zorlukları anlatıyor. Mai Masri’nin yönettiği “3000 Gece” adlı film ise genç bir öğretmenin İsrail hapishanesindeki hayatını konu alıyor. Filistinli bir annenin Amerika’ya göç etmesini anlatan “Amreeka” drama filmi ise Cherien Dabis’in yönetmenliğinde çekilmiştir. Bu filmler, Gazze halkının evlerindeki, işlerindeki ve günlük hayatlarındaki zorlukları yansıtması açısından oldukça önemlidir.
Bu filmler, Gazze’de yaşanan zorlukları, insanların sevinçlerini, kederlerini ve umutlarını anlamamız için bir pencere sunuyor. Bu filmler ayrıca Filistin halkının tarihi ve kültürü hakkında da bilgi edinmemizi sağlıyor. Bu üzücü ama gerçekçi öyküler, bizi Gazze’nin zorluklarına karşı uyarırken aynı zamanda umudun, dayanışmanın ve sevginin gücünü de vurguluyor.
Overall, Gazze’de yaşayan insanların hikayelerine odaklanan filmler, tartışmaları ve farkındalığı arttırmak açısından önemlidir. İzleyiciler, bu filmler sayesinde Gazze ve Filistin meselesine dair daha derin bir anlayış kazanırken, aynı zamanda bu zorlu topraklarda yaşayan insanların günlük hayatlarına dair bir bakış açısı edinebilirler.
3.1Salt of this Sea (Bu Denizin Tuzu)
Bu film Gazze’de bir bankaya soygun için gelen genç bir kadının öyküsüdür. Sorunlu bir aile geçmişi olan Soraya, Filistin’e gitmek istiyor ve ailesinin orada kaybettiği mülklerine rağmen hakkını almayı planlıyor. Ancak Gazze’de soygun tuzağına düşen Soraya, aradıklarını bulmak için mücadele etmek zorunda kalıyor. Film, Gazze’nin yaşam koşullarını eleştirirken, Filistin halkının yıllardır yaşadığı baskıyı da yansıtıyor. Annemarie Jacir tarafından yönetilen film, çok sayıda uluslararası ödül kazandı ve Filistin sinemasının en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Salt of this Sea
‘Bu Denizin Tuzu’ filminde, Gazze’de bir bankaya soygun için gelen genç bir kadının yaşadığı zorlukları izliyoruz. Sorunlu bir geçmişi olan Soraya, Filistin topraklarına geri dönüş yaparak ailesinin mülkü olduğuna inandığı bankanın içindeki parayı bulmak ister. Ancak gerçekler pek de beklediği gibi değildir. Bankanın sahipleri Yahudilere satılmış ve Soraya’nın hayatı, yerleşimcilerin yasadışı işlemleri ve mahkemelerle dolu bir dizi davayla karşı karşıya kalır. Filmin konusu insanların hayatında yaşadıkları çaresizlik, baskı ve haksızlık üzerine odaklanıyor.’
(Bu Denizin Tuzu)
Bu Denizin Tuzu, Gazze’de bir bankaya soygun için gelen genç bir kadının yaşadığı zorlukları konu alan bir dramadır. Film, ana karakter Soraya’nın, ciddiye alınmayan iş başvurularından, iş yerindeki zorbalıklardan ve erkek egemen toplumun baskısından dolayı hayal kırıklığını deneyimlemesiyle başlar. Bir banka soygunu için iki erkek arkadaşıyla birlikte çalışmaya karar verir, ancak iş, olumsuz bir şekilde sonuçlanır. Soraya ve arkadaşları, soygunun gerçekleştiği güne kadar işleri yoluna koymak için Gazze sokaklarında iş bulma çabalarında bulunurken, aynı zamanda İsrailli askerlerin sıkı denetiminden kaçmaları gerekmektedir. Bu gerilimli durumlar, filmin izleyicilerini, Gazze’nin zorlu yaşam koşullarına daha da fazla aşina kılar.
3.23000 Nights
Mai Masri’nin yönettiği 3000 Nights filmi, İsrail hapishanesinde tutuklu genç bir öğretmenin hikayesini anlatır. Filistinli genç kadın hayatını kaybetmiş bir arkadaşının yanında bulunurken, İsrail askerleri evi basar ve onu terörist olarak suçlar. Böylece genç kadın, İsrail hapishanesinde 8 yıl boyunca kalır. Filmin odak noktası, bu tutukluluk süresince genç kadının çevresinde yaşayan, onunla birlikte olan kadınların yaşamlarının anlatılmasıdır. Film, hapishanedeki yaşam, işkence, kötü muamele, ayaklanmalar, açlık grevleri, ailelerin ziyaretleri ve umut üzerine güçlü bir hikaye sunmaktadır.
3000 Nights
Mai Masri’nin yönettiği ve İsrail hapishanesinde genç bir öğretmenin hayatını konu alan 3000 Nights, Gazze’deki Filistin toplumunun yaşadığı travmalara ve zorluklara odaklanıyor. Film, hapiste olan Filistinli kadınların gerçek hayat hikayelerine dayanıyor ve insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor. İsrail hapishanesindeki çeşitli zorlukların üstesinden gelen genç öğretmenin hikayesi, dayanıklılığı ve umudu vurguluyor. Film, Cannes Film Festivali gibi birçok uluslararası film festivalinde seyirciyle buluştu ve birçok ödül kazandı.
(3000 Gece)
Mai Masri tarafından yönetilen “3000 Gece”, Gazze’de yaşayan genç bir öğretmenin, İsrail hapishanesindeki zorlu yaşamını konu alan bir dramdır. Film, İsrail ordusu tarafından evinden alınıp “terörist” olarak suçlanarak hapishaneye atılan Layal’in hikayesini anlatır. Layal, suçsuz olduğunu iddia etse de 8 yıl boyunca hapiste kalmak zorunda kalır. Filmin, hapishanede yaşayan Filistinli kadınların hayatlarına dair gerçekçi bir portre çizdiği söylenebilir. Çok sayıda ödül kazanmış olan “3000 Gece”, Gazze’deki sıkıntılı yaşam şartlarının yanı sıra insanlık onurunun korunmasının da önemine dikkat çekiyor.
3.3Amreeka
Cherien Dabis’in yönettiği Amreeka, Gazze’nin zorlu yaşam koşullarından kaçan Filistinli bir annenin Amerika’ya göçünü anlatıyor. Film, Muna isimli bir anne ve filistinli oğlunun yaşadığı zorlukları konu alıyor. Muna ve oğlu Fadi, Amerika’da akrabalarının yanına giderler ve hayatlarına adapte olmaya çalışırlar. Ancak Amerika’daki hayatlarının da zorlukları vardır. Yabancı bir kültürle karşı karşıya olan aile, zorlu bir süreçten geçerek hayatlarını yeniden kurmaya çalışır. Amreeka, çekişmeli dünya politikaları ve göçmen hayatı üzerine güçlü bir mesaj veren drama tarzında bir film olarak dikkat çekiyor.
Amreeka
Amreeka, Cherien Dabis tarafından yönetilen ve Filistinli bir annenin Amerika’ya göç etmesini konu alan dramatik bir filmdir. Film, Muna isimli bir annenin, küçük oğlu Fadi ile birlikte Batı Şeria’daki zorlu yaşam koşullarından kurtulmak için ABD’ye göç etme hikayesini anlatır. Ancak, Amerika’da hayat da pek kolay değildir. Zira, Muna ve oğlu, yasal izin sorunları, maddi zorluklar ve ırkçılıkla karşı karşıya kalırlar.
Film, bir yandan Filistinli göçmenlerin ABD’de yaşadığı zorlukları aktarırken, öte yandan da yerleşik Amerikalıların Filistinlilere olan bakış açısını konu ediyor. 2009 yılında prömiyerini yapan Amreeka, Cannes Film Festivali’nde büyük övgü toplamış ve En İyi Senaryo ödülünü kazanmıştır.
Cherien Dabis’in yönettiği Amreeka, Filistinli bir annenin ve oğlunun Amerika’ya göç etmelerini konu alan bir dramdır. Film, Amerika’da yaşamaya başlamadan önce yaşadıkları zorluklar ve kültür şokları hakkında dokunaklı bir hikaye anlatır. Bu film özellikle başka ülkelere göç edenlerin karşılaştığı zorlukları anlatması bakımından önemlidir. Film, yabancılık, ayrımcılık ve aile bağları hakkında duygusal bir deneyim sunar.
4. Gazze’den Sesler
Gazze’nin yaşamı, sadece siyasi çatışmalardan ibaret değil. Gazze halkı günlük hayatlarını sürdürürken, bu hayatı anlatan birçok belgesel de yapılmıştır. Bu belgeseller, Gazze halkının dünya görüşleri, kültürleri ve hayallerine odaklanır.
Gazze sakinlerinin hikayelerini anlatan belgeseller arasında, Yahya Alabdallah’ın “Gazze 36 mm” isimli belgeseli öne çıkıyor. Gazetecilerin hayatlarını ve işlerini konu alan belgesel, Gazze’deki siyasi durumu yansıtırken aynı zamanda insanların günlük yaşamına da bakar.
Uçan kağıtlar ve hayaller hakkındaki bir diğer ilham verici belgesel, Nitin Sawhney ve Roger Hill’in “Flying Paper” belgeselidir. Bu kısa belgesel, Gazze’li çocukların yaptıkları renkli uçurtmalarla nasıl hayaller kurduklarını anlatır.
Bunlar sadece Gazze halkının günlük hayatlarını anlatan birkaç belgeselden sadece bazılarıdır. Bu belgeseller, izleyicilere Gazze halkının hayat hikayelerini, acılarını, kayıplarını ve umutlarını anlamalarına yardımcı olabilir.
4.1Gazze 36 mm Belgeseli
Gazze’de yaşanan olayların tanıklarından olan gazetecilerin günlük yaşamlarını konu alan “Gazze 36 mm” belgeseli, Yahya Alabdallah tarafından yönetildi. İşlerini yerine getirmek ve halkın hakikatını ortaya çıkarmak için risk altına giren gazetecilerin hayatlarına odaklanan belgesel, Gazze’deki medya sektörü hakkında da bilgi veriyor. Belgeselde, yüksek teknolojili ekipmanlar yerine 1980’lerde kullanılan analog kameralarla çekim yapıldı. Belgesel, 2013 yılında İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Belgesel ödülünü kazandı.
Gazze 36 mm
Gazze 36 mm belgeseli, Gazze’de yaşayan gazetecilerin hayatını ve işlerini anlatan dokunaklı bir belgeseldir. Bu belgeselde, Gazze’deki olayları rapor etmek için çalışan gazetecilerin hayatındaki zorluklar ve riskleri görebilirsiniz. Belgesel ayrıca, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından, insanların normal yaşamlarını sürdürmeye çalışırken nasıl zorlandıklarını gösterir. Belgeseldeki röportajlar, fotoğraflar ve görüntüler, Gazze halkının yaşadığı zorlukları anlamak için sürükleyici bir görsel deneyim sunar. Gazze 36mm belgeseli, Gazze halkının gerçek yaşam hikayelerine bakış açınızı değiştirecek ve zorlu koşullara rağmen umutlarını koruyan insanları gördükçe sizi derinden etkileyecektir.
“Gazze 36 mm”, Yahya Alabdallah tarafından yönetilen belgesel, Gazze’deki gazetecilerin hayatlarını ve işlerini konu alıyor. Filmin odak noktası, Gazze’deki insanların yaşamlarına dair gerçek hikayeleri anlatmak için canla başla çalışan gazetecilerdir. Film, çatışmanın içinde kalmış insanların hayatta kalma mücadelelerini yansıtıyor ve özellikle Gazze İç Savaşı’ndan sonra çekildiği için oldukça gerçekçi bir bakış açısına sahip. Gazze’de muhabirlerin çalışma koşulları, günlük yaşamları ve işlerini yaparken karşılaştıkları zorluklar ile ilgili çarpıcı ve etkileyici görüntüler içermektedir. “Gazze 36 mm”, Gazze’nin gerçek hikayelerini anlatan önemli bir belgeseldir ve bu konuya ilgi duyanlar için mutlaka izlenmesi gereken bir yapımdır.”
4.2Flying Paper (Uçan Kağıt)
Flying Paper, Nitin Sawhney ve Roger Hill’in yönettiği kısa belgesel film. Film, Gazze’deki çocukların yaptıkları uçurtmalarla hayallerini anlatıyor. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, Gazze’de de uçurtma uçurmak genellikle çocukların aktivitelerinden biridir. Ancak İsrail saldırılarının yoğun olduğu dönemler de çocuklar uçurtma uçurmaktan mahrum kaldı. Bu belgeselde, çocukların uçurtma yapma hayali gerçekleşiyor. Flying Paper, Gazze’nin günlük hayatını anlatan diğer filmlerle birlikte Gazze’den çıkan güçlü bir hikayenin örneği.
Flying Paper
‘Flying Paper’, Nitin Sawhney ve Roger Hill’in yönetmenliğini üstlendiği Gazze’de geçen kısa bir belgeseldir. Belgesel, Gazze’li çocukların el yapımı uçurtmalarını uçurarak hayallerini anlatmalarına odaklanır. İsrail-Filistin çatışmasının gölgesinde büyüyen çocukların, uçurtma yapımının kendilerini özgür hissettirdiği söyleniyor. Belgesel, sıradan insanların günlük hayatlarına odaklanarak, onların hayat tarzlarına ve zorluklarına da değinir. ‘Flying Paper’, halkın yaşadığı gerçeklik ve umut dolu hayallerinin harmanlanmasıyla ortaya çıkan bir belgesel niteliği taşır. Belgesel, kısa süresine rağmen Gazze’deki çocukların umutlu seslerinin duyurulmasına yardımcı olmuştur.
(Uçan Kağıt)
Uçan Kağıt, Nitin Sawhney ve Roger Hill’in yönettiği, Gazze’li çocukların hayallerini gerçekleştirmek için yaptıkları uçurtmaları konu alan kısa bir belgeseldir. Bu belgesel, çocukların iç dünyalarına doğru bir yolculuk sunarak, İsrail-Filistin çatışmasının gölgesinde kalan insanların günlük hayatlarına farklı bir bakış açısı sunuyor. Gazze’de yaşayan çocuklar, uçurtmalarını yaparken özgürlük, umut ve hayallerinin peşinde koşuyorlar. Uçan Kağıt, sadece çocukların hayallerine odaklanarak, insanların hayatta kalma mücadelesinde bile umutlarını kaybetmediğini gösteriyor.