Mary Austin ve Freddie Mercury Arasındaki İlişki

Mary Austin, ünlü rock yıldızı Freddie Mercury’nin hayatında önemli bir yere sahiptir. Freddie Mercury’nin en yakın arkadaşı, kişisel sekreteri ve nişanlısı olan Austin, her zaman onun yanında yer almıştır. Bu ilişki, Mercury’nin hayatında romantik ilişkilerinden farklı bir yere sahipti. Austin, Mercury’nin erkek olduğunu fark eden ilk kişiydi ve ikili arasında romantik bir ilişki yaşandı. Ancak Austin, evlenme teklifini geri çevirdi ve dost kalmaya karar verdiler. Bu ilişki, Mercury’nin ölümüne kadar sürdü ve ikilinin aralarındaki bağ hiçbir zaman kopmadı.

Mary Austin Kimdir?

Mary Austin, Freddie Mercury ile uzun yıllara dayanan bir ilişkiye sahipti. Onun hayatındaki en önemli insanlardan biri olan Austin, sadece Mercury’nin romantik partneri değil, aynı zamanda en yakın arkadaşı ve kişisel sekreteriydi. Peki, Austin’in hayatı ve kariyeri neydi?

Austin, 6 Mart 1951 tarihinde Londra’da doğdu. Henüz 19 yaşındayken, Biba adındaki popüler bir mağazada çalışmaya başladı ve kısa sürede müşteri ilişkileri departmanında yükseldi. Bu işi sırasında, Freddie Mercury ile tanıştı. İkili, kısa sürede yakın arkadaş oldular ve daha sonra romantik bir ilişkiye başladılar.

Austin, Mercury ile ilişkisinde önemli rol oynadı. Bir dönem nişanlı kaldılar ve Mercury, yaşamını yitirdiğinde Austin, onun varisi olarak önemli bir rol üstlendi. Ancak, Austin’in hayatının sadece Mercury ile olan ilişkisiyle sınırlı olduğunu söylemek doğru olmaz. Kendi kariyeri için de mücadele eden ve başarılı projelere imza atan Austin, bir süre Juicy Couture’da çalıştı ve birçok hayır kurumuna yardım etti.

Freddie Mercury ile İlişkileri

Freddie Mercury ile Mary Austin arasındaki ilişki, romantik boyutun ötesinde çok daha özel bir yerdeydi. İkili, birbirlerine karşı benzersiz bir bağ hissediyordu ve bu bağın zamanla sadece arkadaşlık olarak adlandırılması bile onu küçültücü kılıyordu.

Birbirlerine yakın olduklarını söylemek yeterli değildi. Mercury, Austin’i hep “aşkım” diye çağırırdı ve onun hayatındaki romantik ilişkilerden farklı bir yeri vardı. İkili arasındaki ilişki, her zaman platonik bir aşka sahipti ve bundan dolayı çok özel kabul ediliyordu.

Freddie Mercury’nin hayatındaki tüm romantik ilişkiler arasında, Mary Austin ile olan arkadaşlığı her zaman en özel olanıydı. Bunun nedeni, ikilinin birbirlerine karşı hissettiği bağın sadece romantik olmayan, tamamlayıcı bir niteliğe sahip olmasıydı.

Aşk İlişkileri

Mary Austin, Freddie Mercury ile dört yıl boyunca romantik bir ilişki yaşamıştı. Bu ilişki, Austin’in Mercury’nin cinsel yönelimi hakkında ilk şüphelenen kişi olduğu zamanlarda başlamıştı. Mercury, bu konuda Austin’i samimi bir şekilde bilgilendirmiş ve nihayetinde ikili birbirlerine aşık olmuştu. İkisi de birbirlerinin hayatındaki önemli bir yere sahiplerdi ve Austin, Mercury’nin rahatsızlığı döneminde ona bakım sağlamak için mücadele etmişti. Ancak Austin, Mercury’nin kariyeri ve özel hayatındaki diğer ilişkileri yüzünden zamanla ilişkisindeki rolünü kaybetti.

Austin’in Evlilik Teklifini Reddetmesi

Austin, Freddie Mercury’ye hayatının en önemli kişilerinden biriydi. Bu nedenle evlenme teklifi alma kararı, onun için oldukça önemliydi. Ancak, Mary Austin teklifi reddetti ve nedenleri incelendiğinde, aslında iki tarafın da hayatındaki değişimlerin büyük bir rol oynadığı görülebilir. Austin, Mercury’nin bir eşcinsel olduğunu öğrendikten sonra, onunla romantik bir ilişki yaşama fikrinden vazgeçmişti.

Ancak, bu ikili arasındaki bağın sona ermeyeceği ve Mercury’nin ölümünden sonra bile dost kalmaya devam edecekleri biliniyor. Austin, Mercury’nin varisi olarak hayatının geri kalanında da onun anısını yaşatmaya ve mücadelelerine devam etmeye karar verdi.

İlişkilerinin Sonrası

Mercury ve Austin’in romantik ilişkileri sona erdikten sonra bile, dostlukları devam etti. Mercury’nin ölümüne kadar ikili arasındaki bağ hala güçlüydü ve Austin, onun ölümünden sonra da onun müzik kariyerinin ardından gelen çalışmalar üzerinde yoğun bir şekilde çalıştı.

Austin, Mercury’nin ölümü sonrasında da çalışmalarına devam etti ve onun yerini alarak birçok hayır işine katkıda bulundu. Mercury’nin “The Mercury Phoenix Trust” adlı bir yardım kuruluşu var ve Austin bu kuruluşun patronu olarak görev yaptı. Bu kuruluş, HIV ile savaşmak için kurulmuş ve tüm dünyada HIV ve AIDS ile mücadeleye yardım ediyor.

Dostlukları

Freddie Mercury ve Mary Austin arasındaki ilişki her ne kadar romantik bir boyut kazanmamış olsa da, bu ikili arasındaki bağ hayatlarının geri kalan kısmında da devam etmiştir. Mercury’nin HIV pozitif olduğu ve hastalığının ilerlemesiyle sağlık durumunun kötüye gittiği dönemde bile, Austin onun yakın arkadaşı ve destekçisi olmaya devam etti. Ayrıca, Mercury öldükten sonra bile onun mirasını koruyan kişi olarak kabul edilen Austin, hayatının geri kalanında da bu konuda çeşitli çalışmalar yapmıştır.

Mercury ve Austin’in arasındaki dostluğun ölümsüz olduğu ve bu ikilinin birbirleri için hayatlarının önemli bir parçası olduğu bilinmektedir. Mercury’nin ölümünden sonra bile Austin’in hayatında, onun anısını yaşatmak için çeşitli etkinlikler düzenlemesi ve çalışmalar yapması, bu dostluğun ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir.

Mary Austin’in Hayatının Sonraki Dönemleri

Freddie Mercury’nin ölümünden sonra Mary Austin, Queen’in varislerinden biri oldu. Ancak, Mercury’nin yakın arkadaşı ve menajeri Jim Beach, mirasın %50’sini kazanmak için mahkemeye başvurdu. Bu dava sonucunda, Austin’in elindeki miras payı %25’e düştü. Austin, hayatının geri kalanında Mercury’nin anısını yaşatmak ve onun müzikal mirasını korumak için mücadele etti. Ayrıca, Mercury’nin hayır işlerine destek olmak amacıyla çalışmalar yürüttü. Austin, zaman içinde müzik ve moda endüstrilerinde de kendine yer buldu. Freddie Mercury’nin biyografisini yazarak, sanatçının hayatının detaylarını ve ilişkilerini anlatarak, hayranların birinci elden bilgi edinmelerini sağladı.

Biyografi Yazarlığı

Mary Austin, Freddie Mercury’nin en yakın arkadaşlarından biridir ve Mercury’nin ölümünden sonra hayatının geri kalanında onun hakkında bir biyografi yazmaya karar vermiştir. 1994 yılında yayınlanan “Mercury ve Bana” adlı kitap, onun başyapıtlarından biridir. Kitapta, Mercury’nin hayatı, kariyeri, iç dünyası ve tabii ki onunla olan ilişkisi anlatılır. Kitap, dünya çapında büyük bir ilgi görürken, Austin’in Mercury’ye olan sevgisi ve saygısı da takdir edildi. Austin, bu konuda çalışmalarına devam etti ve birçok belgeselde yer aldı.

Kariyeri

Mary Austin, Freddie Mercury’nin hayatında önemli bir isimdir ancak kendi kariyeri de oldukça başarılı olmuştur. Mercury’nin varlığına rağmen, Austin kendi kariyeri için mücadele etmiştir. Bir müzik yöneticisi olarak çalışmaya başlayan Austin, 1980’lerde Mercury’nin solo kariyeriyle ilgilenmeye başlamıştır. Queen’in menajerliği yapmış ve grubun Greatest Hits albümünün yapımcılığını üstlenmiştir. Ayrıca, İngiltere’nin ünlü hayır kurumlarından olan The Mercury Phoenix Trust’in kurucusudur. Bu vakıf, AIDS’e karşı savaşmak için kurulmuştur ve hala faaliyetlerine devam etmektedir. Austin, Mercury’nin varisi olarak da bilinmektedir ve onun ölümünden sonra birkaç Queen albümü için koordinatörlük yapmıştır.

Yorum yapın